ortodontist

İMPLANTOLOJİ

Dental İmplant Nedir?

Hastanın, diş kaybı nedeniyle yaşadığı estetik ve işlevsel problemler, eksik dişin yerine yapay diş yerleştirerek giderilir. Kemik içine yerleştirilerek dişin yerini alan bu yapay dişlere ya da diş taklitlerine “implant” denir.

DAHA FAZLASINI ÖĞRENMEK İSTEYENLERE

Diş eksikliklerini ortadan kaldırarak estetik ve fonksiyonun hastaya yeniden iadesi, bilinen protetik(köprü ve hareketli protezlerle) uygulamalarla oldukça başarıyla yürütülmektedir. İmplant kelime anlamıyla, tedavi amacıyla vücut içerisine (canlı dokulara) cansız maddelerin yerleştirilmesini ifade etmektedir. Dental implantlar ise, kemik içine yerleştirilen ve dişin yerini tutması amaçlanan yapılardır. Günümüzde kullanılan implantlar genel olarak metal olup en sık kullanılan metal alaşımları saf titanyum ve titanyum-alüminyum-vanadyum alaşımlarından oluşmaktadır. Titanyum vücuda yerleştirildikten sonra biyolojik sistem ile yüksek uyumu saptanmış bir materyaldir. Saf titanyumun yüzeyi çeşitli maddeler ile (TPS, HA, Laser ve asit uygulama) kaplanarak materyalin yüzey alanı genişletilmekte ve kemik doku iyileşmesi iyi düzeye getirilmeye çalışılmaktadır.

Dental implantlar kemiğin içine yerleştirilmekte ve osseointegre (kemikleşme - kemiğe yapışma) olması beklenmektedir. Osseointegrasyon, canlı kemik ile yükü taşıyan implant yüzeyi arasındaki yapısal ve fonksiyonel direkt birleşme anlamına gelmektedir Osseointegrasyon kavramı ile ilgili kapsamlı çalışmalar 1960 yılında başlamış ve günümüze kadar hız kazanarak devam etmiştir.

Dental İmplant Hangi Durumlarda Uygulanabilir?

Dental implant, yaş ve cinsiyet ayrımı olmaksızın -bazı özel durumlar dışında- tüm bireylere uygulanabilmektedir.

Dental İmplantın Rahatlıkla Uygulandığı Durumlar:

• Protetik tedavi türleri ile tutuculuk sağlanamayan tam dişsiz hastalar
• Hareketli protez kullanamayan yarı dişsiz hastalar
• Protez stabilitesini bozan ağız alışkanlıkları olan hastalar
• Protetik tedaviye bağlı dişeti rahatsızlıkları ve kemik erimesi gösteren hastalar
• Kusma refleksi olan hastalar
• Tek diş eksiklikleri
• Tek taraflı dişsiz sonlanan ağızlar
• Doğal dişlerin konum ve sayı açısından sabit protez ayağı olarak yeterli olamadığı ağızlar
• 15 yaşından büyük çocuklarda uygulanabilir.

Dental İmplant Uygulamasının Dikkatle Yapılması Gereken Durumlar:

• Sert ve yumuşak doku patolojileri (ağızda kistik ve tümöral lezyonlar)
• İlaç, alkol, tütün çiğneme alışkanlığı
• Kronik ve kontrol altında olmayan diabet
• Kötü ağız hijyeni 
• Kontrol altında olamayan yüksek tansiyon
• Enfeksiyon şüphesi

Dental İmplant Uygulamsında Yaş Sınırı Var Mıdır?

Evet. Dental implant uygulaması çene kemiği gelişimi tamamlanmamış bireylerde uygulanmalıdır. Bu nedenle uygulamada alt yaş sınırı 15 olup, herhangi bir üst yaş sınırı bulunmamaktadır. Ancak, yaşın ilerlemesi ile beraber kemik dokusu sertleşmekte ve bu durum öncelikle ameliyatı zorlaştırmakta, takiben iyileşme süresini uzatmaktadır.

Dental İmplant Uygulamasının Avantajları Nelerdir?

• Dental implant uygulaması ile sadece diş eksikliğine yönelik bir tedavi sunulmakta ve komşu dişlerin kesilmesi ile oluşturulan köprü protezler uygulanmamaktadır. Böylece eksik dişe komşu bölgelerdeki sağlıklı dişlere zarar verilmemektedir.
• Daha estetik bir görünüm sunmaktadır.
• Daha fonksiyonel bir protez sağlamaktadır.
• Biyolojik doku uyumu diğer protezlerle karşılaştırıldığında tartışmasız daha iyidir.
• Çene kemiğinizde bir diş kökünüz olur.

Dental İmplant Uygulamasının Dezavantajları Nelerdir?

• Diğer protez alternatifleriyle kıyaslandığında tedavinin maliyeti daha yüksektir.
• Dental implant uygulaması lokal anestezi altında minör cerrahi işlem gerektirmektedir.
• Bekleme süresi diğer protetik tedavilerden daha uzundur.

Operasyon Öncesi Yapılması Gerekli Tetkikler Nelerdir?

Hastaya implant uygulamaya karar verilirken dikkatli bir muayene ve hazırlık dönemi geçirilmesi gerekir. Dikkatli bir değerlendirme yapmadan verilen kararlar, oldukça masraflı olan bu çalışmalarda yüzleri güldüren sonuçlar sonuç alınmamasına neden olur. İşlem öncesinde hastanın genel sağlığı konusunda detaylı bilgi edinilmesi oldukça önemlidir. Hastanın kontrol altında olan – olmayan tüm hastalıkları, kullandığı ilaçlar, ilaç alerjileri, sinüs problemleri, travma hikâyesi, eklem problemleri, ağız hijyeni ve diş ilişkileri detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir. Yapılan ağız içi muayeneyi takiben panoramik radyografi ve gerekli olması halinde bilgisayarlı tomografi veya volümetrik tomografi ve dentascan üzerinde implantın komşu dokularla ilişkisi ve kemik yoğunluğu değerlendirilmelidir. Takiben hekimin gerekli görmesi halinde teşhis modelleri ve splintler hazırlanmalıdır.

Dental İmplant Nasıl Uygulanır?

İmplant operasyonu lokal anestezi altında yapılır. Ancak, çok sayıda implant yerleşimine eşlik eden ek operasyonlar olduğunda, sedasyon(yatıştırma) ve genel anestezi seçenekleri de değerlendirilebilir. Anestezi elde edilmesini takiben implant yerleştirilecek bölgede dişeti aralanarak kemiğe ulaşılır(insize). Uygulanan implant sisteminin önerdiği sıra ile kemikte daha önceden belirlenen çap ve uzunlukta yuva açılır. İmplant, vidalama yöntemi ile yerleştirilir. Dişeti örtülerek gerekli dikişler atılır ve hastanın ağzı temizlenir.

Operasyondan Sonra Nelere Dikkat Edilmelidir?

• Operasyondan sonra ağzınıza yerleştirilen tamponu yarım saat süre süre ile sıkıca ısırınız. Tamponun çıkarılmasını takiben sızıntı şeklinde kanama olması normaldir.
• Operasyonu takip eden 2 saat boyunca herhangi bir şey yiyip içmeyiniz.
• Dikişler alınana kadar mümkün olduğunca ılık ve yumuşak gıdalar ile besleniniz.
• Operasyonu takip eden 48 saat içerisinde kesinlikle alkol ve sigara kullanmayınız.
• Operasyondan sonra yüzünüzde şişlik ve ciltte renk değişimi olması normaldir. Şişliği engellemek mümkün olmamakla birlikte azaltmak amacıyla ilk gün uyuyuncaya kadar buz uygulayınız. Buz kompresini 10-15 dakika uygulayıp yüzünüzü 10 dakika kadar dinlendiriniz ve uygulamaya bu şekilde devam ediniz.
• İyileşme süresince implanta baskı gelmemesi önemlidir. Bu nedenle travmadan uzak tutunuz.
• Reçete edilen ilaçlarınızı hekiminizin tavsiye edeceği şekilde kullanınız.
• Dikişler operasyonu takip eden 7. günde alınmalıdır.
• Acil bir durumda hekiminiz ile irtibata geçiniz.

Operasyon Sonrası Bekleme Süresi Ne Kadar Olmalıdır?

Dental implant uygulamalarında çok sayıda sistem geliştirilmekte ve kullanılmaktadır. Bu sistemler operasyonu takiben hemen implant üst yapısı yani protezinin yapılması gibi erken yükleme seçeneklerinden, 4 aya kadar beklemeyi gerektiren geç yüklemeye kadar geniş seçenekler sunmaktadır. Ancak sistemin önerisi kadar hastanın kemik yapısı, implantın alt veya üst çeneye yerleştirilmiş olması, hastanın yaşı, biyomateryal (suni kemik ve membran) kullanımı, diş çekimini takiben uygulama yapılması, enfeksiyon varlığı, hastanın iyileşmesini geciktiren hastalıklarının olması gibi faktörler de etkili olmaktadır. Bu nedenle implant yerleşimini takiben 1. ve 2. aylarda radyografik takip yapılmakta ve genel olarak 3. ayda üst yapı yerleştirilmektedir.

Dental İmplantın Başarısız Olma Olasılığı Nedir?

Dental implant uygulamasının yetkili bir hekim tarafından steril koşullarda yapılması, hastanın titiz bir şekilde değerlendirilmesi, gerekli tetkik ve incelemelerin, ön hazırlıkların yapılması, protez uzmanının rehberliğinde planlama yapılması, atravmatik(hasar ya da yaralanmaya sebep olmayan) cerrahi işlemi takiben hastanın ilaçları düzenli kullanması halinde başarı oranı %97’dir.

Diş Çekimini Takiben Dental İmplant Yapılabilir Mi?

Evet. Diş çekimini takiben hemen veya birkaç gün içerisinde dental implant uygulaması yapılabilir. Çekim yerinin iyileşmesini beklemeye gerek yoktur. Bazı özel durumlarda örneğin çekim yerinde enfeksiyon ya da kistik bir oluşum var ise bölgenin iyileşmesini takiben (3-6hafta sonra) implant uygulaması yapılır.

Operasyonu Takiben Hemen Protetik Restorasyonlar Yapılabilir Mi?

İdeal olarak çene kemiği ile dental implantın tamamen kaynaşması sonunda protetik restorasyonlar yapılmalıdır. Ancak bazı özel vakalarda geçici protez uygulaması ve daimi protezlerin erkenden yapılması mümkündür.

Diabet ve Dental İmplant:

Günümüz diş hekimliğinde implant uygulamaları birçok vakada rutin olarak kullanılmaktadır. İmplant tedavisi öncesinde hastaya ilişkin alınacak bilgiler ve hastanın sistemik durumu ile ilgili edinilen veriler ışığında tedavi planlaması yapılmaktadır. En sık karşılaşılan hastalıklardan birisi de diyabet yani şeker hastalığıdır.

Diabetes Mellitus, kronik hiperglisemi ve lipit karbonhidrat metabolizmasının bozulması ile karakterize yaygın bir endokrin hastalıktır. ‘Diabetes mellitus’ta kanda glikoz seviyesi yükselmiştir ve glikozun idrara geçmesi söz konusudur. Hastalığa yol açan esas kusur insülin eksikliğidir. Diyabet zaman içinde küçük damarları etkilemekte ve beslenme bozukluklarına yol açmaktadır. İyi beslenemeyen dişlerinde iltihap oluşumu kolaylaşır ve zor iyileşir. Kan şekeri yüksekliği bakterilere karşı savunmayı ve iyileşmeyi güçleştiren diğer bir faktördür. Sonuçta diyabetlilerde ağız içinde çeşitli sorunların çıkmasına neden olan birden fazla faktör bulunur ve zamanında müdahale edilmeyen dişeti enfeksiyonları ciddi sonuçlara yol açabilmektedir. Ağız içindeki enfeksiyonlar şeker kontrolünü güçleştirebilir ve bu durum bir kısır döngü halini alır. Ancak, günümüze kadar yapılan araştırmalar diyabetin, kontrol altına alındığı vakalarda implant tedavisi için olumsuz bir sonuç oluşturmadığını göstermektedir.

Osteoporoz (Kemik erimesi) ve Dental İmplant :

Osteoporozun (kemik erimesi) özellikle implantoloji alanında dikkat çekmesi, total kemik kütlesindeki azalma, yapısal ve fonksiyonel bozuklukla karakterize bir kemik hastalığı olmasından dolayıdır. Osteoporoz, kemik şekillendirme kapasitesinin değişimi, örneğin kemik üretiminde azalma ve kemik erimesinin sabit kalması sonucu oluşur. Diş implantları ile ilgili olarak kemiğin rejenerasyon kapasitesinin bozulması, diş implantları çevresindeki kemiğin iyileşmesini azaltabilir, böylelikle implant tedavisini etkileyebilir. Klinik çalışmalar incelendiğinde genel olarak şiddetli osteoporoz hastalarında bile osseointegrasyonun sağlanması ve devamında sağlıklı bireylere yakın başarı oranları rapor edilmiştir. Bunun sonucu olarak, osteoporozun çene kemiklerine etkisinin iskelet kemiklerine etkisinden daha az olduğu söylenebilmektedir. İmplant uygulamasında herhangi bir sorun teşkil etmemektedir.

Dental İmplant Tedavisin Kesinlikle Uygulanmaması Gereken Hastalar:

• Yüksek dozda radyasyon tedavisi gören hastalar
• Psikiyatrik problemli hastalar
• Hematolojik sistem bozukluğu olan hastalar