Sizlere en iyi kullanımı sağlamak ve tanıtım çalışmalarında kullanmak amacıyla Ortodontist olarak sayfamızda üçüncü şahıs çerezler de içerebilen çerezlerden faydalanıyoruz. Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz. Sayfamızı ziyarete devam ederek çerez kullanımını onaylamış olacaksınız.
TR EN DE AR
Randevu Formu

Pazartesi – Cuma 09:00 – 19:00
Cumartesi 09:00-16:00

Randevu talabiniz için sağ bölümdeki formu doldurak bize gönderiniz.

En kısa süre size dönüş yapacağız.

Teşekkür ederiz.

Randevu Formu
  • Güvenlik Kodu *

Çalışma Saatleri
Pazartesi – Cuma 09:00 – 19:00
Cumartesi 09:00-16:00
Varyap Meridian Grand Tower
Telefon
Whatsapp
Adres

Varyap Meridian Grand Tower A Blok

Barbaros Mah. Al Zambak Sok.No:2

d.16, d.17,d.18,d.19

34746 Batı Ataşehir İstanbul Türkiye

İletişim Formu
  • Güvenlik Kodu *

Çalışma Saatleri
Pazartesi – Cuma 09:00 – 19:00
Cumartesi 09:00-16:00
Ataşehir Klinik
Telefon
Whatsapp
Adres

Ataşehir

Ataşehir Bulvarı Atatürk Mah.

64 Ada Kamelya 2/3 D:1-2-4

Ataşehir İstanbul 34758

İletişim Formu
  • Güvenlik Kodu *

E-bülten'e üye olun!

Haberleri ilk duymak ister misiniz?

Hamile Hastalar

Çok mutlu, heyecanlı bir şey bebek beklemek. Anneliğin güzelliği, elbette daha hamilelikte başlıyor. Hiç kuşku yok ki hamileliğin güzelliği kadar bazı sıkıntıları da var. Bu sıkıntılar içinde bir de diş tedavisi gerektiğinde, bazen anne adaylarını kimi endişeler alır. Oysa endişeye hiç gerek yok. Çünkü Ortodontist kliniklerinde hamile hastalarımız her zaman huzurlu, her zaman mutludur.

Gelin, hamilelikle ağız ve diş sağlığı arasındaki kimi bağlantılara bakalım ve bu konuda biraz daha derin bilgi sahibi olalım.

Hamilelikte Diş Tedavisi
Yazan: Wendy S. Hupp, DMD

Hastanız geliyor, kendisini karşılıyorsunuz ve nasıl olduğunu soruyorsunuz. Hastanız, yüzünde güller açarak hamile olduğunu söylüyor! Peki, ama her bebek için annenin bir diş kaybedeceği hikâyesinin sadece bir şehir efsanesi olduğuna onu nasıl inandıracaksınız? Diş tedavisi sırasında nelere dikkat etmelisiniz? Tedavi için “en uygun” zaman nedir, ya da sınırlandırmalar var mıdır?

Hamilelikteki değişiklikler
Hamilelikte meydana gelen bazı değişiklikler, hasta için sorun yaratabilecek niteliktedir. Bu durumu, normal fizyolojik değişiklikler ve hamileliğe bağlı patolojik durumlar olarak adlandırabiliriz.

Hamileliğinin 40’ıncı haftasına yaklaşan bir kadının vücudu bebeğe uyum sağlar ve daha zor çalışmaya başlar. Vücut iki kişilik çalışmaya başladığı için, hayati bulgularda biraz artış gözlemlenebilir. Tansiyonun fazla yükselmesi durumunda acilen önlem alınmalıdır, bu durumdaki bazı hamilelerde, doğuma kadar yatak istirahati verilebilir. Hamilelik sürecinde, tansiyonun yükselmesi preeklampsi(halk arasında ‘gebelik zehirlenmesi’), ya da daha ciddi durumlarda eklampsi olarak bilinir. Her ne kadar hamileler hekimlerini düzenli olarak ziyaret ediyor olsa da, diş hekimi muayenehanesinde tansiyon ölçmek, hayati risk taşıyan bu durumu anneye ya da bebeğe zarar vermeden evvel engelleme imkânı sunar.

Bazı durumlarda, hamilelikte yüksek tansiyon ve kalp debisi, kalp hırıltısına sebep olur. Bu tip kalp hırıltısı olması durumunda, diş tedavisi öncesinde antibiyotik tedavisine gerek yoktur, fakat şayet annede hamilelik öncesinde de kalp hırıltısı varsa, o zaman standart tedavi uygulanır. Anemi, bileklerin şişmesi, nefes darlığı gibi başka kardiyovasküler sorunlar da ortaya çıkabilir, fakat bu sorunlar için diş tedavisinde değişiklik uygulamaya gerek yoktur.

Bebek büyüdükçe, annesinin midesini ve diyaframını yukarı doğru iter ve bağırsakların hareketleri azalır. Anne, diş ölçüsü alma gibi bazı işlemlerde sorun yaratacak öğürme refleksi geliştirebilir. Bazı hamileler gastroözofageal reflü ve konstipasyon gibi sorunlar yaşayabilir. Hırıltılı solunum, nefes borusu ve bronşlarda reflü olduğuna dair bir işaret olabilir. Tek taraflı ya da yarı yaslanır şekilde uyuyan hamilelerde konumsal rahatsızlık görülebilir.

Hamilelik boyunca, hormonlar değişmektedir. Bazı hamilelerde, pigmentasyon değişimi elmacık kemikleri civarında, maskeye benzer bir halde olabilir. Hamilelik esnasında meydana gelebilecek diğer değişimler arasında dişetindekiler dâhil, leğen kemiği ve dizlerdeki ligament gevşemesi sayılabilir.

Hamilelik esnasında gelişen dişeti iltihabı ve dişeti granülomlarının hamilelik sırasındaki hormon değişimlerinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Her ne kadar bu hafif değişiklikleri ölçebilecek teçhizat olmasa da, çenede hafif kemik erimesi başlayabilir. Annenin dişlerindeki kalsiyum, bebeğin gelişimi için kullanılmasa da, bebeğin iskelet sisteminin gelişmesine yardımcı olmak için, annenin kemik yoğunluğu azalabilir.

Hamilelikte sabah bulantısı oldukça yaygın olan ve diş minesinde kalıcı hasara sebep olan bir durumdur. Kusma sonrasında hamile kadının ağzını suyla çalkalaması, diş fırçasının verebileceği zararı engellemesi açısından daha iyidir.

Daha önce belirtildiği gibi, hamilelik, dişeti iltihabı, piyojenik(irin oluşumuna bağlı) granülom oluşumu, aşınma ve diş devinirliği gibi birçok diş probleminin ortaya çıkmasına veyahut var olan bu durumların daha kötüleşmesine sebep olabilir. Bu hastalıkların doğru teşhisi, doğru tedavinin uygulanmasına ve dolayısıyla anne ya da bebeğin genel sağlığında iyileşmeye sebep olacaktır.

Diş tedavisindeki değişimler

Hamileliğin ilk üç ayında plak oluşumunu engelleyen ve ağız sağlığını koruyan bir bakım programına başlayın. Diş yüzey temizliği yapılabilir ya da profilaksi uygulanabilir, fakat elektif(isteğe bağlı) bir tedaviye başlamamalıdır. İlk üç aylık evrede, yalnızca acil diş sorunları giderilmelidir. Bebeğin organları hamileliğin ilk üç ayında oluşur ve radyasyon ve kimyasallara oldukça duyarlıdır. Kurşundan yapılma bir abdominal kalkanı kullanılarak, en düşük dozda (hızlı film ya da dijital) çekilen röntgen, yaklaşık on binde bir gibi çok düşük bir oranla, genetik materyaldeki değişimleri, sakatlık ya da spontan düşük gibi olası ihtimalleri gösterir.

Hiçbir zaman ve hiçbir hasta için röntgen cihazı serbestçe kullanılmamalıdır, ama röntgen çekimini ertelemek, bazı hastaların duygusal sağlıklarını etkilemektedir. Acil bir durumda, doğru teşhis koyabilmek için gerekli olan en az sayıda röntgen çekilmelidir.

Hamileliğin dördüncü ayı ve yedinci ayın ilk haftasına kadar olan dönem diş tedavisi için en uygun dönemdir. Olası sorunları ortadan kaldıracak ya da var olan hastalığı kontrol altına alacak dişeti bakımı, önleyici bakım ve güçlendirici işlemler bu evrede gerçekleştirilebilir. Daha kompleks ve elektif diş bakımı, çocuğun doğumundan sonrasına ertelenmelidir.

Hamileliğin üçüncü üç aylık döneminde, hormonların neden olduğu dişeti değişimlerini en aza indirgemek maksadıyla diş yüzey temizliği ve de profilaksi tekrarlanabilir. Sırtüstü pozisyon, kan akışının kalbe gidişini engelleyebilir ve bu da bilinç kaybına sebep olabilir. Diş hekimi koltuğunda, annenin sağ kalçasını daha yüksek bir konuma getirmek, alt ana toplardamarın açık kalmasını ve kanın bacaklarda toplanmasını engeller. Şayet kendisini kötü hissetmeye başlarsa, hasta yan tarafına doğru oturmalıdır.

Yalnızca acil olarak gerekli olan, anneye ve bebeğe zarar veren şiddetli ağrı, enfeksiyon ya da her ikisinin birlikte olduğu durumlarda diş tedavisi yapılmalıdır.

Güvenilir İlaçlar
Diş hekimlerince kullanılan ilaçların, birkaç istisna hariç, hamilelikte güvenle kullanılabileceği kanıtlanmıştır. Epinefrin ile birlikte lidokain kullanımı güvenlidir, fakat anestezinin etkin olması için intravasküler enjeksiyon yapmaktan ve epinefrinin kardiyovasküler yan etkilerinden kaçınmak için, hastanın doğru soluk alması oldukça önemlidir. Çok hızlı kalp atışı ya da damarlarda daralma, fetal hipoksiye neden olur.

Penisilin, slindamisin ve sefalosporinler, hamilelikte kullanılabilecek antibiyotikler arasındadır ve gerekli olduğu durumlarda reçete edilmelidir. Hamilelik ve emzirme süresince, dişlerde renk değişimi olasılığını engellemek için, hiçbir tetrasiklin türevi kullanılmamalıdır.

Analjezi kullanımı daha zor bir karardır, ama hastaların birçoğu için parasetamol kullanımında sorun yoktur. Aspirin ve diğer steroid nitelikli olmayan ya da ibuprofen gibi anti enflamatuar ilaçlar, hamilelikte reçete edilmemelidir. Şiddetli ağrı için, oksikodon kullanımının güvenilir olduğu düşünülür. Kodein, hidrokodon ya da propoksifen kullanımı, kısa süre için güvenlidir. Azot oksit kullanımı hâlâ tartışmalıdır, ama oksijen de verildiği sürece, güvenilirdir.
Karbamitle beyazlatma çözümlerinin dikkatli kullanılması gerekmektedir ve hamilelik boyunca kullanılmamalıdır. İlaçlar konusunda daha detaylı bilgi için ve hamilelikte ilaç kullanımı için, ilaç sınıflandırmalarını (A, B, C, D ve X) kontrol edin. C ve daha düşük sınıflandırmaya sahip ilaçlar için, doktorunuza başvurun.

Neden doktora başvurmak gerekir?

Herhangi bir işlem yapmadan evvel, hamile hastalarıma birkaç soru sorarım:

·         Prenatal bakım için bir doktoru ziyaret ediyor musunuz?

·         Doğumunuz ne zaman?

·         Daha önceki hamileliklerinizde komplikasyon yaşadınız mı?

·         Yüksek riskli bir hamilelik mi?

Düzensizlik varsa, ya da hastanın tansiyonu 14’ten yüksekse, bir doktorla görüşmek gerekmektedir. Uyuşturucu bir ilaç reçete etmem gerektiği zaman, hastamın doğum uzmanını durum hakkında bilgilendiriyorum ve çoğu doğum uzmanı bundan memnun oluyor. Hastamın ve bebeğin sağlığını düşünüyor olmam, anne adayının rahatlamasını sağlıyor ve tedavi konusunda bana güvenmesi sağlıyor. Sağlıklı diş ve dişetleri, daha iyi beslenmeye sebep olur ve vücuttaki enflamatuar kimyasallar daha azalır. Bir kadın hamile olduğu için herhangi bir dişini kaybetmemelidir.

Kaynakça

1. Xiong X, Buekens P, et al. Periodontal disease and adverse pregnancy outcomes: a systematic review. Obstetrical and Gynecological Survey 2006; 61(5):307-309.

2. Offenbacher S, Boggess KA, et al. Progressive periodontal disease and risk of very preterm delivery. Obstetrics and Gynecology 2006; 107(1):29-36.

Prematüre ve Düşük Doğum Ağırlıklı Bebeklerde Dişeti Hastalığı

Dişeti iltihaplanması ve gebelik komplikasyonları arasındaki bağlantının kurulduğu 1990’lı yıllardan beri, durumun nedeni hakkında çok sayıda spekülasyon var. Her ne kadar tam olarak nasıl geliştiği bilinmese de, iltihap belirteçlerinin sebep olmaya aday olduğu düşünülüyor. Konu hakkında, daha fazla sayıda ve farklı değişkenlerin olduğu kadınlarla daha detaylı bir araştırma yapmak gerekmektedir.

Yakın zamanda yapılan 25 çalışma, dişeti hastalığı ve düşük ya da preeklampsi1 dâhil, kötü gebelik sonuçları arasında bir bağlantı olduğunu ileri sürmüştür. The Oral Conditions and Pregnancy (OCAP) araştırmasına göre, dişeti problemi yaşamayan kadınlarda erken doğum oranı 11,2 % iken, orta ve ağır derece dişeti hastalığına sahip kadınlarda bu oran 28,6 %.

Yetersiz ağız bakımı ve yetersiz diş bakımı, ihmal edilmiş diğer sistemik hastalıklarının belirtisi olabilir mi gibi sosyolojik nedenlerini değerlendirmek maalesef ki zordur. Diş ipi kullanmayan bir insan, aynı zamanda sağlıklı beslenmekten, spor yapmaktan ya da sağlığına dikkat etmekten de kaçınıyor mu? Dişeti hastalıkları uzmanları, doğum uzmanlarıyla birlikte bu sorunun sebeplerini araştırmaya devam ediyor.

Prematüre ve Düşük Doğum Ağırlıklı Bebeklerde Dişeti Hastalığı

Dişeti iltihaplanması ve gebelik komplikasyonları arasındaki bağlantının kurulduğu 1990’lı yıllardan beri, durumun nedeni hakkında çok sayıda spekülasyon var. Her ne kadar tam olarak nasıl geliştiği bilinmese de, iltihap belirteçlerinin sebep olmaya aday olduğu düşünülüyor. Konu hakkında, daha fazla sayıda ve farklı değişkenlerin olduğu kadınlarla daha detaylı bir araştırma yapmak gerekmektedir.

Whatsapp
Trustpilot